Farklı tipteki kılıçlar üzerine.
Bir kılıçla neler yapabilirsiniz ?
Bir önceki yazıda kılıçların genel ve temel bir kaç özelliğine baktık. Görüldüğü üzere her birini karşılamak için bir diğerinden ödün vermek gerekebiliyor. Yalnızca bu bile hiçbir kılııcın bir diğerine göre tamamen üstün olmayacağının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Bu özellikler ile ne yapılır peki ?
Bir kılıçla iki temel saldırı biçimi vardır : kesmek ve batırmak. Bunlarında kendi içlerinde bir kaç çeşidi mevcut. Ayrıca kılıcın temel fonksiyonu olan bu iki saldırı dışında kabza ve balçak kısımları tasarıma göre silah olarak kullanılabilir. Alman çift elli kılıç okulunda kabzayı kullanarak rakibi fırlatma teknikleri mevcuttur. kılıcın keskin olmayan yan tarafı rakibi gerekirse itmek yada tokatlamak amacıyla kullanılabilir, tek ağızlı kılıçların keskin olmayan sırtı sert bir darbe vurmak amacıyla öldürmeden saf dışı etmeye yarayabilir. Ancak tüm bunlara rağmen bir kılıçla asıl olarak yapılabilecek iki saldırı kesme ve batırmadır. Şimdi bu iki
temel saldırıları inceleyelim :
Kesme Hareketleri :
Yarma : Kılıcın keskin ağzıyla hedefe sert ve hızlı bir biçimde vurmak şeklinde yapılan saldırı biçimi. Kesici kılıçların en temel saldırısıdır. Bir kılıcın darbede etkili olmasına katkı sağlayan şeyler arasında; hızlı savrulabilmesi, yeterli bir ağırlık, kesici ağzın eğri yada yaprakvari formda olması, kesici ağzın inceliği ve kılıcın enli olması sayılabilir. Tek ağzı keskin olan kılıçların genellikle sırtları epey kalındır ve bu darbelerde kesici ağza ekstra bir kuvvet kazandırır. Çok ince ve keskin bilenmiş bir ağız yumuşak hedeflere karşı çok çok etkili kesişler gerçekleştirebilir, ancak sert hedeflere çarptığında çentilir yada körelir. Eğer kılıcın uç noktası çok ince değilse hedefin içindeyken kesme hareketini sürdürebilir. Bu yüzden düz kılıçlar dahi tamamen kesme hareketine optimize edileceklerse saplama hareketinden bir miktar ödün verirler. Dengesi öne yakın kılıçlar sert savuruşlarda balta benzeri bir yarma ve ezme etkisi yaparlar. Buna makhaira, kopis, falcata gibi enli kılıçlar, palalar, Türk kılıcı ve yatağan gibi kılıçları örnek verebiliriz.
Kesme : Keskin ağzın hedefe temas halindeyken ileri yada geri hareket etmesiyle gerçekleşir. Çok yakın mesafeden yapılan darbelerin çoğu genellikle bu tiptedir, özellikle eğimli uzun kılıçlar, süvari kılıçları ve Japon katanaları bu tarz tekniklere sahiptir. Eğri kılıçlarda kılıç hareket halindeyken kesici yüzey artmış olur ve bir şekilde daha rahat hareket ettirilirler. Bu sebeple eğri kılıçlar kesme hareketlerinde farkedilir şekilde daha başarılıdır. Ayrıca yarma hareketleri de hedefin içinde durdukları andan itibaren kesme hareketine dönüşürler. Kesme hareketleri genellikle yumuşak hedeflere karşı daha başarılıdırlar. Bu harekete katkı sağlayan bir diğer özellik ise ince ve çok keskin bilenmiş bir ağızdır.
Parçalama : Kılıcın çok keskin olmaması yada hedefin çok dayanıklı olması yarma hareketini parçalamaya dönüştürür. Sert hedeflere zarar verme kapasitesi parçalama yeteneğiyle doğru orantılıdır. Bu harekette kılıç balta benzeri bir etki yapar. Kesme ve çoğunlukla yarma hareketlerinde kesik epey düz ve temizken bu harekette durum aynı değildir. Buna genelde ağır bir kılıç, yerçekimi ile birlikte düşey savuruşlar, uca yakın bir denge ve namlunun enli olması katkı sağlar.
Uç ile kesme : Kılıcın ucu ile gerçekleştirilen hzlı bir kesme hareketidir. Ani olarak yalnızca bir bilek hareketiyle yapılması mümkündür. İnce uçlu kılıçlar da bu kesme biçiminde başarılı olabilirler. Yumuşak hedefler üzerinde acı verici, rahatsız edici, yetenek azaltıcı yer yer derin olabilen yaralar açarlar. Ancak genellikle dövüş bitirici değildirler ve sert hedefler üzerinde hemen hemen hiç bir etkileri yoktur. Meç tipi kılıçların gerçekleştirebildiği tek kesme tipi budur (çoğunluğunda bu da mümkün değildir).
Buradan görüldüğü gibi bir kılıcının kesme hareketleriyle zarar verebilmesine etki eden pek çok faktör vardır. Kesme hareketleri rakibin kılıcının savunmamızca yön değiştirmesi, rakibin beklenmeyen bir açık vermesi, yakın mesafelere giriş, iki rakibin kılıçlarını birbirine kilitleyerek girdikleri mücadeler gibi durumlarda çok esneklik ve katkı sağlar. Ayrıca genellikle nereye geldiği daha az önemlidir, yeterince derinse çok daha çabuk durdurucu etkilerini gösterir. Başarılı bir yarma yada parçalama hareketi hemen her zaman, başarılı bir kesme hareketi ise kritik bir hedef bulduğu zaman dövüşü direkt olarak bitirir. Kesme hareketlerinin bir diğer avantajı ise karşı saldırı anında bir savunmaya dönüşebilir hatta bizzat kendiler karşı saldırı olarak kullanılabilirler. Kuvvet olarak bakıldığında kesme hareketlerinin en güçlüsünü kol vücut ve zaman zaman bilektende hatta saldırı açısına göre yer çekimindende faydalanan yarma hareketi olarak niteleyebiliriz.
Kesici ağızların ne kadar keskin olacakları burada başka bir tasarım seçeneği oluşturur. Çok ince ve keskin ağızlar yumuşak hedefler için felaket anlamına gelir. Bu hedefler üzerinde mümkün olan en yüksek etki ve tahribat gerçekleşir. Ancak ağzı bu şekilde bilenmiş kılıçların namludan tutularak “half sword” teknikleriyle kullanılmaları, kabzalarından çekiç, kanca yada topuzmuşçasına faydalanma teknikleri ile kullanılmaları pek mümkün olmayacaktır. Diğer bir nokta ise bu kadar ince ve keskin bilenmiş bir kılıcın sert bir hedefe çarptığında kesici ağzının bozulması, çentilmesi hatta şoka bağlı olarak belkide çatlaması mümkün olacaktır. Ayrıca biley seviyesini daha kısa tutabilecektir. Diğer yandan kesici ağzı az keskin bir kılıcı rakip doğru teknik ile eliyle zaptedebilecektir. Ayrıca kesme performansıda bu durumdan etkilenebilir. Bu seçenekte de yine kılıcın ne gibi hedeflere karşı ne için kullanılacağı önem kazanır.
Batırma hareketleri :
Batırma : Kılıcın ucunu rakibe doğru ani bir itişle, kol hareketi yada hafif adımlamayla ileri çıkarak batırmaktır. Çok yüksek bir itiş kuvvetine ihtiyaç duymadan özellikle ince ve sivri uçlu kılıçlarda hedefe saldırma imkanı verir. Ancak genellikle çok derine ve sert hedeflere işleyemez ve zrhlara karşı kullanılmaz. Genelde zırhsız kişiler arasındaki düellolarda çok başvurulan bir teknik olup meçin en sık kullanılan hareketlerindendir. Batırma hareketlerinde hafif, uzun, denge noktası kabzada ve özelliklede düz kılıçlar daha etkilidir. Ağırlık merkezi kabzaya yakın olan ve çok ince ve sivri uca sahip bir kılıç saplama hareketlerinde neredeyse kendiliğinden ilerleyecektir. Dikkat ederseniz bu ihtiyaçlar kesme hareketlerinin ihtiyaçlarıyla zıtlık sergilemektedir. Kılıç tasarımı, bir kaç kez belirttiğim gibi bu ikisini dengelemek yada kılıcın kullanım alanına göre birini seçmekle ilgilidir. Yukarda tarif ettiğim tipte bir kılıç ani ve art arda hızlı batırma hareketleri yapabilecek olmakla birlikte tecrübeli bir melez kılıç yada çift elli kılıç kullanıcısı daha hafif kılıcın saldırısını rahatlıkla yörüngesinden çıkarabilir ve kılıcı hedeften uzaklaştırıp kendi kılıcı ile zaptedebilir. Böyle bir durumda meç gibi kılıçların hafifliği ve kesme kapasitelerinin sıfıra yakın oluşu karşı tarafa rahat bir karşı batırış yada kesme imkanı verir.
Meç hız avantajına sahip olmakla birlikte görüldüğü gibi bu avantajı dikkatli kullanmak durumundadır. Batırma hareketinin açık olmakla birlikte henüz bahsetmediğimiz bir avantajı ise mümkün olan en uzun erimli ve hedefe en kısa yoldan giden darbelerden biri olmasıdır. Kılıcın yalnızca kesmeye optimize edilmesi bu durumda saldırı menzilini kısaltır. Batırma hareketinin en belirgin dez avantajı ise çok kritik bir hedefe gelmedikçe yada çok derine işlemedikçe dövüş bitirici olmamasıdır. Hatta başarılı bir batırma hareketine maruz kalmış bir kişi önemsiz bir yerden yaralanmışsa daha sonra tamamen iyileşebilir. Meç düellolarının bir çoğunda başarılı bir batırma gerçekleştiren kişi karşıdanda başarılı bir saplama alarak yığılmış, kazan kişi ise daha sonra zaferini kutlarken yığılmıştır. Yine aynı biçimde kesici bir kılıca karşı yapılan ve dövüşü hemen bitiremeyen bir batırışın ardından meç kullanıcısı boynu yada açıkta bıraktığı her hangi yerine gelecek bir yarma hareketine karşı en iyi ihtimalle bir anlığına da olsa savunmasız kalacaktır.
Saplama : Vücut ağırlık ve ivmesi, arkada kalan ayaktan tam bir destek alma ve mümkün olan tüm kasları kullanmak yoluyla kılıcın ucunu hedefe batırma hareketidir. Mümkün olan en yüksek deliş ve darbeyi sağlar. Çok boş yada önemsiz bir bölgeye gelmediği sürece dövüşü bitirebilecek niteliktedir ve zırhlı hedeflerle temel savaşma biçimidir. Half sword teknikleriyle çift elli kılıçlar ve melez kılıçlar bu teknik için mızrak gibi kullanılabilirler ve bu durumda kılıçlar arasında belki de en ciddi deliş kabiliyetini sergilerler. Batırmada olduğu gibi kılıcın uç kısmının mümkün olduğunda ince ve sivri oluşu tercih edilir. Bu durumda bu uç yapısının başka bir katkısı da batırma hareketinin kendisinde sağladığı faydanın yanında zırhlı hedeflerde zırhın küçük gediklerine de kılıcın mümkün olduğunca daha rahat sığmasını sağlamak olur. Hedefi bulan bir saplama hareketinin mümkün olan en fazla zararı vermesi ve enerjinin en fazlasını hedefe aktarması için kılıç namlusunun çok esnek değil sert olması gerekir. Burada yine kılıç tasarlanırken sert hedeflere darbeler indirebilmekle sert hedeflere saplama saldırıları yapabilmek arasında bir dengeleme bulmak gerekir.
Batırma hareketlerinde namlu ucunun istenen noktaya denk getirilebilmesi için uç kısmı hafif, denge kabza kısmında olmalıdır. Bariz bir biçimde düz kılıçlarla bunu yerine getirmek çok daha kolaydır. Ayrıca düz bir kılıcın saplandıktan sonra hedef içinde ilerlemesi de çok daha kolaydır. Kimi eğri kılıçların, bazı kanca şekilli saplama hareketleriyle oldukça sert, beklenmedik açılardan gelen ve derine girebilen saldırılar yapabilmekle birlikte tüm saplama olanaklarının bununla sınırlı olduğuna ve bu şekilde ucu hedefte istenilen noktaya denk getirmenin oldukça zor olduğuna dikkat çekmek gerekir. Saplama hareketleri yekpare zırh kullanan hedeflere karşı en etkili, hatta belki de tek bitirici saldırıdır. Hedefe direkt bir doğruda ilerlerler. Ayrıca Alman okulunun pek çok tekniğindeki gibi karşılamalar kendiliklerinden saplamalara dönüşebilir, yada bir eğilme ileri atılmakta olan rakibin kendini kılıca saplamasıyla sonuçlanabilir. Bir kılıcın sadece düz olması mükemmel bir batırıcı olduğu anlamına gelmez her zaman. Değindiğimiz üzere ucun ince olması, hatta namlunun giderek incelen bir yapıda olması, kılıcın kesiti, dengenin kabzaya yakınlığı batırmayı güçlendiren faktörler. Her iki batırma tipi içinde kılıcın uzunluğunun denge ve uç kontrolünü sınırlamadığı sürece büyük olması tercih edilir
Anlaşıldığı üzere her iki temel saldırı tipi kendilerine has avantajlar taşımaktalar ve mücadele esnasında her ikisine de ayrı ayrı ihtiyaç duyulabilmekte, her ikiside doğru yerlerde fayda sağlamakta. Çok amaçlı ve mümkün olduğunca her işe yarayabilecek bir kılıcın ise mümkün olduğunca bu iki saldırı biçimini de dengeleyip başarıyla yapabilmesi gerekir. Aksi takdirde silah belli bir durum için çok etkili ancak başka tarz mücadelelerde yada tasarlandığı rakip dışındaki rakiplere karşı etkisiz olabilir. Umarım yazıda aydınlatıcı ve fikir verici olabilmişimdir diyor ve tüm meraklılara başarılı araştırmalar, heyecanlı çalışmalar diliyorum.
Erdeniz SANLAV