En az bronz dönemden beri insan, kılıçlar yapmış ve bu kılıçlar türlü savaşlarda kullanılmıştır. Her topluluk ve döneme has birbirinden farklı pek çok kılıç tipi olmakla birlikte, birbirinden tamamen bağımsız toplumlara ait, benzer amaçlara yönelmiş benzerlik gösteren tipler de mevcuttur. Diğer yandan komşuluk, ticaret ya da daha muhtemel olarak savaş gibi yollarla birbirleriyle etkileşime geçen milletler de birbirlerinin kılıçlarını incelemiş, kopyalamış, değiştirmiş/geliştirmiştir. Ayrıca maden bilimi, demircilik teknikleri geliştikçe ve yeni kaynaklar keşfedildikçe yeni tip büyüklük ve sağlamlıkta kılıçlar yapmak mümkün olmuştur. Kılıcın aktif bir silah olarak bu kadar eskide başlayan serüveninin yalnızca bir kaç yüz yıl önce sona erdiğini düşünürsek, tüm bu süreçlerle birlikte ne kadar çok kılıç tipi ortaya çıktığını tahmin edebilirsiniz sanıyorum.
Peki bu kadar çok çeşit neden? En iyi form bulunduğunda tamamen bu forma mı geçildi? Görülüyor ki hayır, zira kılıç kullanımı tamamen bitene dek hâlâ birden fazla tip ve amaçta kılıçl vardı. Saplama tekniği tamamen daha üstün olduğundan kesici ağız iptal mi edildi? Meç (rapier) ve kısa meçin (small sword) zamanında dahi süvari kılıcı (sabre) ve denizci palası (cutlass) gibi silahlar halen mevcuttu. Hatta devasa boyuttaki çift elli kılıçlar (zweihaender, great sword) ortaçağ değil rönesans döneminde ortaya çıkmış ve kesici ağızlarını kaybetmemişlerdi. Farklı amaç ve kullanım tekniklerine, hatta kullanan kültürdeki insanların vücut yapısına, silahın karşısında kullanılacağı tehdit veya koruma tipine göre, farklı ihtiyaçları karşıladı tasarımlar. Peki bu farklı amaçlar neler? Bunun için kılıçlara genel olarak bir bakalım ;1 – Öncelikle,
kılıçların performansını belirleyen özellikler :
Bir kılıç için en temel olarak sayabileceğimiz özelliklerden bazıları: hız, ağırlık, saldırı etkinliği, sağlamlık, teknik esneklik ve savunma yetisi olabilir. Bu özelliklerin her biri kendi içinde de ayrı dallara ayrılır. Örnek olarak hızı, hız ve çeviklik diye bölmek de mümkün olabilir, ancak biz şimdilik basit tutalım.
Evet, öncelikle bu temel aldığımız özelliklerden bahsedersek :
Hız : Kılıcın saldırı ve savunma amaçlı ,gard pozisyonundan amaç doğrultusunda ne kadar çabuk ve çevik bir şekilde hareket edebildiğidir olarak özetleyebiliriz. Hıza etki eden en temel iki etken; ağırlık ve dengedir. Ağırlığın az olması silahın hakimiyetini kolaylaştırıyor ve hareket kabiliyeti kazandırıyor gibi görünse de bu durum aynı zamanda kılıcı güçsüz kılacak ve hafif bir kılıç, darbelerinde büyük güç sağlayamayacaktır ancak, ağırlık arttıkça bu kez doğal olarak savurmak ve savuruşların ardından kılıcı toparlamak zor olacaktır. Yani bu durum; kılıcın kullanım amacına göre ağırlığının belirlenmesini sağlar.
Ve mükemmel bir denge ihtiyacı bu noktada ortaya çıkar. Kılıç savrulduktan sonra ne kadar çabuk toparlanıyor? İsabetli olarak istenilen noktaya yöneltilebiliyor mu ? Duruşlar ve vuruşlar ani biçimde gerçekleştirilebiliyor mu ? Bunların hepsi büyük ölçüde dengeye bağlıdır . Ağırlık merkezi fazla önde olan kılıçlar genelde savuruşların ardından zor toparlanırlar ancak uç kısım kesme hareketlerinde varlığını hissettirir, etkindir. Yine de ağırlık merkezinin önde olması tercih edilmez çünkü hıza ve teknik esnekliğe olumsuz etkisi vardır. İyi dengelenmiş bir kılıç kendisinden daha hafif ancak kötü dengelenmiş bir kılıçtan daha rahat kullanılabilir. Özet olarak hızla ilgili çeşitli boyutları saymak gerekirse;
- Duran kılıcın ne kadar çabuk darbe için harekete geçirilebildiği ve duruşlar arasında ne kadar çabuk ve rahat geçiş yapabildiği.
- Sert bir darbe için hareket halindeki kılıcın ne kadar kolay durdurulabildiği ya da darbe sonunda ne kadar kolay toparlanılabildiği.
- Ard arda ne kadar çabuk ve çok darbe yapılabildiği.
- Kılıç hareket halindeyken hareket yönünün ya da açısının ne kadar kolay ve çabuk değiştirilebildiği.
Ağırlık : Ağırlık yine hıza etki eden bir özellik olmakla birlikte çok hafif bir kılıç darbelerde, özellikle de sert hedeflere karşı olanlarda, zorlanacak, etkisiz kalacaktır. Çok ağır bir kılıç ise hızlı kullanılamayacağından kullanan kişiyi dez avantaj içerisinde bırakır. Ayrıca ağırlık eğer kullanan insanın savurabilme hızını düşürecek kadar yüksekse bu kez darbe gücünde de olumsuz bir etki yapabilir, nihayetinde darbenin kuvveti çarpma hızı ve çarpan kütlenin bir fonksiyonudur. Hissedilen ağırlığın kullanım tekniğiyle de ilginç bir bağlantısı vardır; sanılanın aksine gerçek bir meç bir melez kılıca yakın ağırlıktadır ve daha küçük bir kabzası vardır, tek elle ve vücuttan direkt olarak uzakta öne doğru tutulur. Bunu özetlemek gerekirse bu durumda ince ve hızlı meçin sanılanın aksine melez kılıçtan biraz daha fazla kol gücüne ihtiyaç duyduğu ortaya çıkar.
Saldırı kuvveti : Kılıcın, gayet basit bir anlatımla, başarılı bir saldırıyla verebileceği zarardır. Ağırlık ile ilgili kısımda bahsettiğim üzere en temel olarak etki eden iki faktör darbe hızı ve darbenin ardındaki kütledir. Ancak burada kılıcın formu ve darbenin açısı & tekniği gibi pek çok etken de devreye girmekte. Kılıç formları denince kılıçla yapılabilecek temel saldırı şekilleri de incelenmeli, bunlarla birlikte bu bölüme daha sonra bakalım. Sağlamlık : Kılıcın savunmada alacağı yada saldırıda sert hedeflere çarptığında karşılacağı darbelere karşı direnci sağlamlığın ilk boyutunu oluşturur. Bir diğer boyut ise kılıcımız eğer kesici bir kılıç ise kesici ağzın dayanıklılığıdır. Kılıçlar belli bir miktar esnek olurlarsa sert hedeflere saldırdıklarında zarar görme ihitmalleri daha az olur, ayrıca kesici ağızlarıda sert darbelerden daha az etkilenecektir. Aksi takdirde başarısız bir kesişin ardından eğrilip o şekilde kalabilirler. Çok fazla esnek bir kılıç ise özellikle savunma olmak üzere çeşitli tekniklerde kılıcın etkinliğini azaltabilir. Ayrıca saplama hareketlerinde kılıcın çok fazla esnek olmaması gerekir, deliş gücünü azaltacaktır.
Teknik esneklik : Kılıçların kullanım amacı ve yapılarına göre farklı kullanım teknikleri vardır. Bazı temeller hemen tüm kılıç okulları ve kültürlerde ortak olmakla birlikte, bir kılıçla yapılabilecek bir kesme hareketi diğerinde verimli olamayabilir. Batırma hareketleride yine kılıcın uç şekli, denge noktası, esnekliği yada eğri olup olmaması gibi etkenlere göre çok farklı olabilir. Kılıç tasarımları pek çok başka şeyinde tasarlanmasında olduğu gibi aynı işi yerine getirmek için olan fakat birbirleriyle çelişen ihtiyaçlar arasından birinin diğeri için belli milktarda yada tamamen feda edilmesiyle ilgilidir. Eğer kılıç tamamen kesmeye yönelecekse oldukça eğri ve tek ağızlı olması idealdir. Ancak bu durumda kılıç batırma hareketlerinde neredeyse kullanılamaz hale gelecek ve sadece tek ağzı iş görür olacaktır. Bu yüzden bu yapıya göre tekniklerle kullanılır. Düz bir kılıçta ise her iki ağızda keskin olabilir.
Eğri bir kılıç kadar iyi kesemeyecek olsalarda her iki yöndede kesebileceklerinden dolayı teknik olarak önemli bir esneklik sağlamış olurlar. Aynı şekilde batırma ve kılıçların birbirine kenetlenmesi durumlarında da düz kılıçlar rahatlık sağlar, bir diğer artıları ise aynı ağırlıktaki bir eğri kılıca göre daha uzun erimleri olmasıdır. Diğer yandan düz kılıçlar en etkili kesme hareketini direkt darbe ile gerçekleştirebilirken kesici ağızların hedef üzerinde ileri yada geri kaydırılması ile gerçekleştirilen kesme tipinde daha az başarılıdırlar. Bu durumda eğri kılıçlar özellikle yakın mesafelerde bu şekilde bir kullanımla farklı bir teknik esneklik sağlamış olurlar. Yanlızca kesmeye yönelme durumunda olduğu gibi yalnızca saplamaya yönelmiş kılıçlarda da belirli çerçeveler doğrultusunda hareket edilebilir. Kılıç kullanıcısı karışalama/karşı saldırı durumlarında ani ve zarar verici kesme hareketlerinden faydalanamaz. Ayrıca batırmaya optimize edilmiş kılıçlar genellikle formları gereği özelliklede sert darbelere karşı savunmada diğer kılıçlara nazaran daha az etkilidirler. Teknik esnekliğin bir başka boyutuda kılıcın tek elle, çift elle yada her iki şekilde de kullanılabilmesidir. Serbest el ikinci bir silah yada savunma aracı kullanımında kullanılabilir. Yada silahı hem tek hem çift elle kullanmak mümkün ise serbest bırakılan el rakip silahı zaptetme, eklem kilitleme yada rakibi yere düşürme amacı ile kullanılabilir. Bunun dışında kılıcın kabza ve balçak (crossguard) bölümlerininde kendi başlarına silah olarak kullanılabilmeside bu özelliğin ayrı bir boyutudur. Bu alanın bir başka boyutu ise kılıcın bıçak kısmından kavranıp “half-sword” denilen tekniklerde kullanılıp kullanılamayacağıdır.
Kısaca özetlemek gerekirse bir kılıcın teknik esnekliği; kılıcın formunun ne kadar farklı hareket ve tekniğe izin verdiği yada ne kadarını kısıtladığı ile ilgilidir diyebiliriz. Kılıcın uzunluğu da burada ilginç bir noktadır. Uzun bir kılıçla daha uzun bir erimimiz olur ve rakibi kontrol edebiliriz ama manevra imkanımız biraz daha zorlaşabilir. Açık alanlarda bu pek sorun değildir ve uzun bir kılıçla rahatça istediğimiz tekniği uygulayabiliriz. Kapalı bir mekan ve küçük yerlerde ise kılıcın savuruşlar, duruş değişiklikleri ve her türlü manevra için ihtiyaç duyduğu alanı bulamayabiliriz. Savunma yetisi : Kılıçlar her ne kadar temel olarak atak amaçlı olsalar da, aynı biçimde savunma için kullanılmalarıda pek çoğunun temel özelliklerindendir. Genel olarak kısa kılıçların defansif olarak daha az etkin olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca balçak kısımlarının uzunluğu ve açılarına göre rakip kılıcı kilitleme ve yönlendirme için kullanılabilirler. Formu izin veriyorsa kılıç yine half-sword şeklinde kavranıp çok sert bir darbeyi durdurmak için kullanılabilir. Çok fazla esnek olan kılıçların gösteri dışında bir fonksiyonu olmamasının bir nedeni de savunma için kullanılma ihtimallerinin düşüklüğüdür. Rakibin karşıladığınız darbesinin kılıcınızı eğip aşarak size doğru yoluna devam etmesini görmek istemezsiniz… Evet, bir kılıcın temel özelliklerini genel bir bakışla inceledik. Aslında her biri daha derinleştirilebilecek ve haklarında en az birer makale yazılabilecek şeyler olmakla birlikte, yazıdaki ana araştırma konumuz olan farklı kılıç formlarının varlığının amacı ve avantaj/dezavantajları konusunda, ihtiyacımız olan bilgileri ve fikri verebilmeleri için yeterli derinlikte bir bakışla tüm dünyada üretilmiş farklı kılıçlar ile ilgili incelememize başlamış olduk. Başlangıçtan itibaren dahi görülebileceği üzere bir kılıçtan bir alanda verim almak için diğer bir alandan feda etme gerekliliği söz konusu. Buradan da anlaşılacağı üzere kılıçlar farklı amaçlara hizmet etmek için farklı şekillerde uzmanlaşmıştır.
Erdeniz SANLAV